Türkiye’de Karma Eğitim Ne Zaman Ortaya Çıktı? Tarihleri Sorgulayalım, Efsaneleri Kıralım
Net konuşayım: “Karma eğitim şurada başladı, bitti.” gibi tek cümlelik anlatılar gerçeği basitleştiriyor. Türkiye’de karma eğitim bir tarih şeridi değil, düğümlerle dolu bir ağ. Üniversiteyle açılan kapı, ilkokul ve ortaokulda farklı tarihler, kanunların çizdiği çerçeve ve sahadaki uygulamanın zikzakları… Hepsi birbiriyle konuşuyor ama aynı şeyi söylemiyor. O hâlde soralım: Gerçekten ne zaman ortaya çıktı, yoksa biz hâlâ “neye karma” dediğimizde bile uzlaşamıyor muyuz?
Üniversitenin Eşiği: 1919–1921 Arası “Fiilî” Doğuş
Dârülfünun’da (bugünün İstanbul Üniversitesi) kız ve erkek öğrencilerin aynı mekânda ders aldığı ilk fiilî uygulamalar Eylül 1919’da başlıyor; 16 Eylül 1921’de ise yasal çerçeveye kavuşuyor. Fen ve Edebiyat şubeleri öncü; ardından Hukuk ve Tıp geliyor. Bu, “karma eğitim”i yükseköğretimde görünür kılan kırılma. Ama burası yalnızca başlangıç. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
İlkokul ve Ortaokulda İki Ayrı Takvim: 1924 mü, 1927–28 mi?
İlkokul cephesinde 1924’te “karma” yönünde karar alınıyor; ortaokullarda ise ansiklopedik bir derleme 1927–28’i “kesinleşme” tarihi olarak veriyor. Aynı dönemi inceleyen akademik bir makale ise ortaokul düzeyinde ilk uygulamayı 1924’te Tekirdağ’dan yayılan bir zorunluluktan başlatıyor. Tarihler niye çatallı? Çünkü mevzuat, uygulama ve yaygınlaşma hızları aynı değil. Bir şehirde fiilen başlanan, başka birinde ancak yıllar sonra normalleşiyor. :contentReference[oaicite:2]{index=2}
Liseler, Meslek Okulları ve “Ara Duraklar”
Liselerde karma sınıflar 1933–34’te on dokuz şehirde görülmeye başlıyor; öğretmen okullarında 1924’ten itibaren karma uygulamalar var. Köy Enstitülerinde bile karma model denendi; 1950–51’de sonlandırıldı. Bu tablo, “karma eğitim”in tek hamlede değil, kademeli—hatta yer yer geri adımlarla—inşa edildiğini gösteriyor. Peki, bu inişli çıkışlı rota, bugüne nasıl miras bıraktı? :contentReference[oaicite:3]{index=3}
Hukukî Çerçeve: 1739 Sayılı Kanun Ne Diyor?
1973 tarihli 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, karma eğitimi temel ilkeler arasına yerleştiriyor: “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır.” Ama hemen ardından bir kapı aralıyor: “Eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.” Yani “esas” var, “istisna” da var. Bu ikili yapı, pratiği yorumlarken niçin ayrıştığımızı açıklıyor. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
“2000–2001’de Tüm Okullarda Zorunlu” Söylemi: Efsane mi, Yorum mu?
Bir grup kaynak 2000–2001 öğretim yılında “tüm okullarda karma eğitimin zorunlu hâle geldiğini” yazıyor. Fakat bu iddia, az önce alıntıladığımız kanun maddesindeki istisna hükmüyle düğüm oluşturuyor. Uygulamada farklı türde (örneğin belirli meslek ya da dinî ağırlıklı) okullarda tek cinsiyete dayalı modeller fiilen sürdü. O hâlde “tümü” sözü hukuktan çok yönetmelik-uygulama yorumuna mı dayanıyor? Tartışma buradan büyüyor. :contentReference[oaicite:5]{index=5}
Zayıf Halkalar: Tanım Kargaşası, Arşiv Açıkları ve Bölgesel Gerçeklik
Tanım: “Karma eğitim” derken neyi kastediyoruz? Aynı kampüste farklı sınıflar mı; yoksa aynı sınıfta birlikte öğrenme mi? Bazı erken dönem örneklerde kampüs ortak ama derslikler ayrı; buna “karma” demek metodolojik olarak sorunlu.
Arşiv ve veri: İlkokul ve ortaokul tarihleri arasındaki çatallanma, yerel raporlar, bakanlık yazışmaları ve basın haberlerinin birbirini tutmamasından kaynaklanıyor. Örneğin ansiklopedik bir derleme ortaokullar için 1927–28’i “kesinleşme” olarak verirken; bir akademik çalışma Tekirdağ merkezli 1924 başlangıcını öne çıkarıyor. Bu çelişki, “tek doğru tarih” arayışını zaten baştan sakatlıyor. :contentReference[oaicite:6]{index=6}
Bölgesel/kurumsal ayrışma: Liselerde 1933–34’te açılan kapı, tüm ülkeye aynı hızda yayılmadı. Köy Enstitülerindeki deneme 1950–51’de kesildi. Kimi meslek okulunda kızların kaydı erken açıldı, kiminde ise toplumsal direnç geciktirdi. Bugün bile 1739 sayılı Kanun’un istisna bendinin nasıl yorumlandığı, “karma”yı ya norm ya da polemik konusu hâline getirebiliyor. :contentReference[oaicite:7]{index=7}
Provokatif Sorular: “Ne Zaman”dan Daha Zor Olanı “Nasıl”
- Gerçekten peşinde olduğumuz şey “ilk gün” mü, yoksa ortak öğrenmenin kültürel benimsenmesi mi?
- “Esas + istisna” formülü, eşitlik idealini güçlendiriyor mu, yoksa pratikte delik açıyor mu?
- Üniversitede 1919’la başlayan fiilî birliktelik, bugün sınıf içi etkileşim ve temsil eşitliği olarak ne kadar yaşıyor?
- “2000–2001’de tamam” söylemi, kanunun açık istisna hükmüyle yan yana durabiliyor mu, yoksa bir şehir efsanesi mi?
Son Söz: Tek Tarih Yok, Birikmiş Deneyim Var—Onu Nasıl Okuyacağız?
Türkiye’de karma eğitim bir günde doğmadı. 1919–1921 üniversite eşiği, 1924’te ilkokul kararı, ortaokulda 1924 Tekirdağ’dan yayıldığı iddiası ile 1927–28 “kesinleşmesi”, liselerde 1933–34 açılımı ve 1973’teki kanun çerçevesi… Hepsi bir toplam. “Ne zaman ortaya çıktı?” sorusunu dürüstçe yanıtlamak, tek bir tarihe çakılıp kalmak değil; mevzuat, uygulama ve toplumsal kabul arasındaki sürtünmeyi okumaktır. Belki de asıl mesele şu: Karma eğitimi başlatan tarih değil; bugün sınıfta birlikte ürettiğimiz gelecek.
[1]: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/karma-egitim “KARMA EĞİTİM | Türk Maarif Ansiklopedisi”