Süleyman Demirel Kaç Yıl Başbakanlık Yaptı? Bir Liderin Zamanla Yarışı Üzerine Duygusal Bir Hikâye
Bir zamanlar, Türkiye’nin siyaset sahnesinde güçlü rüzgârlar estiren bir adam vardı. Şapkasını elinden eksik etmezdi, gözlerinde hep bir umut ışığı taşırdı. Kimileri ona “barajlar kralı” dedi, kimileri “çoban Sülü.” Ama herkes onu, bir şekilde, bir yerden tanıdı. Bu yazı bir tarih dersi değil; bir adamın, Süleyman Demirel’in, zamanla ve ülkesinin kaderiyle verdiği uzun soluklu mücadelenin hikâyesi…
Çobanla Başlayan Yolculuk
Isparta’nın İslamköy’ünde dünyaya gelen küçük Süleyman, çocuk yaşta çobanlık yaparken ufka bakar, kendi kendine söz verirdi: “Bir gün bu ülkenin geleceğine yön vereceğim.” O söz, yıllar sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin en uzun süre görev yapmış siyasetçilerinden birinin hikâyesine dönüşecekti.
1950’lerde mühendislik eğitimiyle başlayan kariyeri, 1960’larda siyasetin sert rüzgârına kapıldı. İnsanlar ona güveniyordu çünkü konuşurken sadece söz değil, çözüm vaat ediyordu. Ülkenin dört bir yanında barajlar, yollar, köprüler hayal ediyordu. Onun için siyaset, güç oyunu değil; hizmetin adıdır.
Hikâyemizin Karakterleri: Farklı Bakış Açıları
Bu hikâyede iki karakter var:
Ali, stratejik düşünen bir mühendis. “Önemli olan kaç yıl başbakanlık yaptığı değil, o yıllarda ne inşa ettiğidir.” diyor.
Elif, empatik bir öğretmen. “Ama insanlara nasıl dokunduğunu, halkın hayatında neyi değiştirdiğini de unutma.” diye karşılık veriyor.
İşte Süleyman Demirel’in hikâyesi de tam burada şekilleniyor: stratejik akıl ile insani dokunuşun kesiştiği yerde.
Süleyman Demirel’in Başbakanlık Yılları
Süleyman Demirel, 1965 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. başbakanı olarak göreve geldiğinde henüz 40’lı yaşlarının ortasındaydı. O andan itibaren siyasi hayatı, kesintilerle dolu bir maraton gibi geçti. Toplamda 7 kez başbakanlık koltuğuna oturdu ve bu görevlerde geçirdiği süre toplamda 10 yıl 5 ay civarındadır.
1. Dönem: 27 Ekim 1965 – 12 Mart 1971
2. Dönem: 31 Mart 1975 – 21 Haziran 1977
3. Dönem: 21 Temmuz 1977 – 5 Ocak 1978
4. Dönem: 12 Kasım 1979 – 12 Eylül 1980
12 Eylül darbesiyle siyasetten uzaklaştırılsa da, ne halk onu unuttu ne de o mücadeleyi bıraktı. Yıllar sonra yeniden sahneye döndü ve 1991’de tekrar başbakan oldu:
5. Dönem: 20 Kasım 1991 – 16 Mayıs 1993
Toplamda yaklaşık 10 yılı aşkın bir süre Türkiye’yi yönetti. Bu süre, Cumhuriyet tarihinin en uzun başbakanlıklarından biri olarak tarihe geçti.
Zorluklarla Dolu Bir Mücadele
Ali, eski gazeteleri karıştırırken gülümseyerek söylüyor:
“Barajlar, santraller, otoyollar… Bunlar onun mühendis aklının eseriydi.”
Elif ise başını sallıyor:
“Evet, ama asıl büyük proje halkın gönlünde yer etmekti. Darbeyle devrildiğinde bile insanlar onu unutmuyordu.”
Gerçekten de Demirel’in siyasi hayatı yalnızca seçim zaferlerinden ibaret değildi. Defalarca hükümet kurdu, defalarca istifa etti, darbelerle indirildi, yasaklarla susturulmak istendi. Ama her seferinde geri döndü. Bu azim, yalnızca siyasi değil, insani bir dayanıklılığın göstergesiydi.
Strateji ve Empati: İki Yüzlü Bir Miras
Erkeklerin stratejik bakış açısından bakarsak, Süleyman Demirel Türkiye’nin altyapısını yeniden şekillendirdi, modernleşme adımlarına öncülük etti.
Kadınların empatik penceresinden ise, onun halkla kurduğu bağ, meydanlarda kullandığı sade dil ve esprili üslubu, insanları kendine yakın hissettirdi.
İşte bu yüzden Demirel, sadece bir siyasetçi değil; bir dönemin ruhunu temsil eden bir figür haline geldi.
Bir Dönemin Ardından: Geriye Ne Kaldı?
Elif son cümlesini kurarken sesi yumuşaklaşıyor:
“Bazen liderler, koltukta oturdukları yıllardan çok, bıraktıkları izlerle hatırlanır.”
Ali gülümsüyor:
“Ve o izler, bazen bir barajın gölgesinde, bazen bir köy okulunun önünde, bazen de bir meydanda yükselen heykelde yaşar.”
Süleyman Demirel, 10 yılı aşkın başbakanlık süresince sadece bir devlet adamı değil, bir hikâye kahramanı oldu. Kimi zaman eleştirildi, kimi zaman alkışlandı; ama hiçbir zaman unutulmadı.
Son Söz: Zamanı Aşan Bir Yolculuk
Siyaset sahnesinde bazı isimler gelir geçer, bazılarıysa hafızalarda kök salar. Süleyman Demirel ikincisindendi. Bir köy çocuğu olarak başladığı yolda, bir ülkenin kaderine yön verdi. 10 yılı aşkın başbakanlık dönemi boyunca Türkiye’nin çehresini değiştirdi ve arkasında hâlâ konuşulan bir miras bıraktı.
Şimdi sıra sizde: Sizce Demirel’in en büyük başarısı neydi? Altyapı hamleleri mi, yoksa halkla kurduğu samimi bağ mı? Yorumlarda buluşalım ve bu tarihi hikâyeyi birlikte tartışalım.